Anasayfa
14-03-2015
Çocuğun doğru davranışlar kazanmasında ailenin rolü
Genellikle çocukları biz büyükler, “yaramaz çocuklar” ve “uslu çocuklar” olmak üzere ikiye ayırırız. Hatta bazen anneler, “benim çocuğum hiperaktif”, “benim çocuğum asosyal” gibi etiketler de koyarlar. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, özellikle çocuklar için, ailelerin kullandığı bu olumsuz sıfatlar, onlarda istenmeyen davranışların artmasına sebep olmaktadır. Çünkü çocuğa ne kadar çok bağırıp, kötü sıfatlarla seslenirsek, o da o kadar çok söz dinlemez ve olumsuz davranacaktır.
Her çocuk diğerinden farklıdır. Bazı çocuk daha uysal, bazı çocuk da daha fazla yaramazdır. Ayrıca her çocuğun da doğuştan gelen bazı özellikleri vardır. Ancak bu davranışlar, ailenin davranışlarıyla da şekillenir. Mesela, çocuğa istediği bir şeyi yapmayıp da, ağladığında bunu yerine getirirsek, çocuk artık bu ağlamayı koz olarak kullanarak, “nasıl olsa ağlarsam istediğim yapılacak” diye düşünecektir. Eğer aile buna göz yumarsa, çocukta bu özellik pekişecek ve yerleşecektir. Aile, çocuk ağladığı zaman istediğini yerine getirmezse, çocuk da bu hareketinden vazgeçecektir.
Çocuklar genellikle aileden bekledikleri yeterli ilgiyi göremedikleri zaman olumsuz davranışlar gösterirler. Bilirler ki, olumsuz davranınca ailenin ilgisini çekeceklerdir. Bunun için de, anne babanın söylediğinin tersini yapan, söz dinlemeyen çocuklara anne baba ilgisiz davranmalı, olumlu davranışlar gösterdiklerinde de onları överek, takdir ederek ödüllendirmelidir. Bu şekilde davranıldığında, çocuğun özgüveni gelişir ve gerginliği ortadan kalkar.
Bazı çocuklar çok asabidirler. Bunun sebebi ya evde çocuğa kötü örnek oluşturan sinirli biri vardır, ya da bazen bu durum genetik de olabilir. Asabi çocukların da genellikle sinirlenmemesi için her istedikleri yapılır. Çünkü çocuk, “sinir krizlerine” girerek, aileyi korkutur. Bu yüzden de anne baba, çocuğa bir şey olacak diye, onun her arzusunu yerine getirmeye çalışır. Aslında yapılması gereken, onu kendi haline bırakarak hiç ilgilenmemektir. Çünkü büyükler biraz sabredip bekleyebilirse, çocuğun sakinleştiğini göreceklerdir.
Bazı çocuklar da saldırgandırlar. Diğer çocukları itip kakarlar, tekmelerler, vururlar. Bu, daha çok evlerinde ya da yakın çevrelerinde şiddet uygulanan çocuklarda görülür. Çocuk istediğini yaptırabilmek için, şiddete başvurur. Çünkü o, çevresinde de bunu görmektedir. Bunun için de aile fertleri evdeki davranışlarında ölçülü, dikkatli olarak çocuğa iyi örnek olmalıdırlar.
Çocuğa iki yaşından itibaren nezaket kuralları öğretilmeye başlanmalıdır. Toplum içinde nasıl davranması gerektiği, büyüklere saygı göstermesi, toplum içinde kibar olması, nasıl yiyip içmesi gerektiği, okula başlamadan önce evde öğretilmeye başlanmalıdır. Daha sonra da okulda bunları öğrenmeye devam etmelidir.
Sonuç olarak, çocuğun eğitiminde ailenin dikkat etmesi gereken en önemli şey, çocuğun olumlu davranışlarının her zaman onu överek, ödüllendirerek pekiştirilmeye çalışılması, olumsuz davranışlar gösterdiğinde ise ona uygun cezalar vererek, sevdiği şeylerden mahrum bırakılarak cezalandırılmasıdır. Ancak hiç bir zaman dayağa başvurulmamalıdır. Çünkü çocuk eğitiminde “dayak” yapılabilecek en büyük hatadır.

14 Mart 2015 Cumartesi 22:54