Anasayfa
14-11-2016
Çocuklarda takıntılar
Pek çok anne çocuğunun ellerini uzun uzun sabunlayarak yıkadığı halde temzilenmediğini düşünerek bu hareketi tekrar tekrar yaptığından yakınır. Bu çocuk için takıntılı bir davranıştır ve ikiyüz çocuktan birinde görülebilir.
Takıntılar bazı mantık dışı hareketlerin inatla tekrarlanmasıdır. Bunlar istemeden kişinin zihnine gelen, tekrarlayan düşüncelerdir. Aşırı el yıkama, kirlenme ya da bir yerlerden bir şeylerin bulaşma takıntısı, kontrol etme, sayı sayma, sıralama, yürürken çizgilere basmamaya dikkat etme, düzenleme, dokunma gibi şekillerde görülebilir. Çocuk da bunun yanlış olduğunun farkındadır, ancak bundan vazgeçemez. İşte, bu tür, büyüklerde de görülebilen takıntılı düşünce (obsesyon), ya da halk arasındaki adıyla “vesvese” çocuklarda da görülebilen bir rahatsızlıktır. En sık ortaya çıktığı yaşlar 7-10 yaşlardır. Bazen 2 yaşında bile görülebilen takıntılar olabilir. Obsesyon sonucu yapılan hareketlere de kompulsiyon denmektedir. Mesela bir kişinin ellerinin temiz olduğunu bildiği halde pis olduğunu düşünmesi obsesyon, bu düşünceden kurtulmak için de sürekli ellerini yıkaması hareketi de kompulsiyon’dur. Obsesyon ve kompulsiyon az oranda her insanda görülebilir, ancak bunlar insanın sosyal yaşamını olumsuz etkileyerek sıkıntıya soktukları zaman normal olarak kabul edilemez.

Yapılan araştırmalar, çocuk ve gençlerde en çok görülen takıntıların kirlilik hissi, bir hastalığın bulaşacağı korkusu, kötü şeyler olabileceği duygusu, yasak ve şiddet içeren düşünceler, bir şeyleri tekrar tekrar yapma isteği gibi davranışlar olduğunu göstermiştir. Bu obsesyonların, yani takıntıların sonucunda da en çok görülen kompulsiyonlar sık sık el yıkama, düzenleme, kontrol etme, sıralama, sayma, dokunma, tekrarlama, gereksiz şeyler biriktirme, tekrar tekrar aynı şeyi düşünmedir. Çocuklar aileden birine kötü bir şey olacak diye korkarlar, kendilerine birisi bir kötülük yapacakmış hissine kapılırlar. Sürekli el yıkamayla bazı şuur altı korkulardan sıyrılmaya çalışırlar. Bazı çocuklar o kadar sık el yıkarlar ki, ellerinin derisi soyulabilir. Eşyalarına ya da oyuncaklarına zarar gelecek diye onlara kimseyi dokundurmazlar. Hatta bozulacak diye, kendileri bile onlarla oynamaya kıyamazlar. Bazı çocuklarda da sayma takıntısı vardır. Sokakta yürürken, ağaçları, arabaları, insanları v.s. saymaktan kendilerini alamazlar. Bunu yapmazlarsa rahatsızlık hissederler, yaptıkları zaman da sıkıntı duyarlar. Sabahları hazırlanıp okula gitmekte zorlanırlar. Çünkü her şeyin kontrol edilmesi gerekir. Eşyaları, çantası, kitapları, kalemleri düzgün ve yerli yerinde olmalıdır. Çoğu zaman da istediklerini gerçekleştiremezlerse öfke nöbetleri geçirebilirler.

Bu takıntılı davranışların köküne inildiğinde sebeplerden en önemlisinin genetik olduğu anlaşılmıştır. Bu çocukların annelerinin de bu tür davranışlarda bulunduğu görülmüştür. Diğer sebepler de annelerin aşırı korumacı, endişeli, çocuğun başına her an bir şey gelebilir korkusuyla onun hareketlerini kısıtlayan, bir yere tek başına göndermeye korkan, hiç kimseye güvenmeyen yapıda kişiler olmasıdır. Babaların da çocuğa mesafeli davranan, çok ilgi göstermeyen, ya da işlerinin yoğunluğundan çocukla yakından ilgilenmeyen kişiler olduğu görülmektedir.

Çocuğa yardımcı olabilmek için, ailenin çocuğun bu davranışlarını gördüğünde onun çok fazla üstüne gitmemesi gerekir. Çocuğa bu durumundan ötürü baskı yapılırsa, durumu daha da kötüleşir. Ailenin çocuğu cesaretlendirmesi çok önemlidir. Çocuğun korkularını araştırıp özgüveninin gelişmesi için bu korkulardan kurtulmasına yardımcı olmak gerekir. Anne baba da kendi davranışlarını gözden geçirerek kendi hatalarını düzeltmeye çalışmalıdır. Eğer takıntılar çok rahatsız edici boyuttaysa bir uzmandan yardım almak gerekir.
Takıntılardan uzak mutlu bir hafta geçirmenizi dilerim.

14 Kasım 2016 Pazartesi 15:45