Anasayfa
25-12-2018
Çocuğun doğru davranışlar kazanmasında ailenin rolü
Biz yetişkinler genllikle çocukları ‘yaramaz çocuklar’ ve ‘uslu çocuklar’ olmak üzere ikiye ayırırız. Hatta bazen anneler, ‘benim çocuğum hiperaktif’, ‘benim çocuğum asosyal’ gibi etiketler de koyarlar. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, özellikle çocuklar için, ailelerin kullandığı bu olumsuz sıfatlar, onlarda istenmeyen davranışların artmasına sebep olmaktadır. Çünkü çocuğa ne kadar çok bağırıp kötü sıfatlarla seslenirsek, o da o kadar fazla söz dinlemeyerek olumsuz davranışlar sergileyecektir.

Her çocuk diğerinden faklıdır. Bazı çocuklar daha uysal, bazıları da daha yaramazdır. Ayrıca her çocuğun da doğuştan gelen bazı özellikleri vardır. Ancak bu özellikler ailenin davranışlarıyla da şekillenir. Mesela çocuğun istediği bir şeye hayır deyip de, ağladığında buna evet dersek, çocuk ağlamayı koz olarak kullanarak, ‘nasıl olsa ağlayınca her istediğim yerine getiriliyor’ diye düşünerek bunu sürdürecektir. Eğer aile buna göz yumarsa, çocukta bu davranış yerleşecektir. Ancak ağladığında isteklerine karşılık verilmezse, çocuk bu davranışından vazgeçebilir.

Çocuklar genellikle aileden bekledikleri yeterli ilgiyi göremedikleri zaman olumsuz davranışlar gösterirler. Bilirler ki olumsuz davranınca ailenin ilgisini çekeceklerdir. Bunun için de anne babanın söylediğinin tersini yapan, söz dinlemeyen çocuklara, anne baba ilgisiz davranmalı, olumlu davranışlar gösterildiğinde de överek ödüllendirilmelidir. Bu şekilde davranıldığında, çocuğun özgüveni gelişir ve gerginliği de ortadan kalkar.

Bazı çocuklar fazla asabidirler. Bunun sebebi de ya evde çocuğa kötü örnek olan sinirli biri vardır, ya da genetik bir özelliktir. Asabi çocukların da genellikle tüm istekleri yerine getirilir. Çünkü çocuk krizlere girerek ağlamalarıyla aileyi tedirgin eder. Anne baba da çocuğa bir zarar gelebilir düşüncesiyle onun her arzusunu yerine getirmeye çalışırlar. Aslında doğru olan, onu kendi haline bırakarak hiç ilgilenmemektir. Çünkü sabredip beklenirse çocuk sakinleşebilir.

Bazı çocuklar da saldırgan davranışlarıyla dikkat çekerler. Diğer çocukları itip kakarlar, tekmelerler ve vururlar. Bu davranış şekli, daha çok evlerinde ya da yakın çevrelerinde şiddet uygulanan çocuklarda görülebilmektedir. Çocuk istediğini yaptırabilmek için şiddete başvurur. Çünkü o, çevresinde de şiddeti görmektedir. Dolayısıyla aile fertleri, evdeki davranışlarda ölçülü, dikkatli olmaya özen göstererek iyi model oluşturabilmelidirler.

Çocuğa iki yaşından itibaren nezaket kuralları öğretilmeye başlanmalıdır. Toplum içinde nasıl davranması gerektiği, büyüklere saygı göstermesi, kibar olması, sofra adabı gibi kurallar okula başlamadan önce evde öğretilmeye başlanmalıdır. Daha sonra da buna okulda devam edilmelidir.

Sonuç olarak, çocuğun eğitiminde ailenin dikkat etmesi gereken en önemli şey, çocuğun olumlu davranışlarının her zaman onu överek ödüllendirerek pekiştirilmeye çalışılması, olumsuz davranışlar gösterdiğinde de ona uygun cezalar vererek, sevdiği şeylerden onu mahrum ederek cezalandırılmasıdır. Ancak hiç bir zaman şiddete başvurulmamalıdır. Çünkü çocuğa uygulanabilecek şiddet yapılabilecek en büyük hatadır, telafisi de hiç bir zaman olamaz!

Çocuklarınızla her zaman sevgi ve huzur dolu günlerinizin olaması dilekleriyle.

25 Aralık 2018 Salı 12:39